Harput Kürsübaşı Otağı Manifestosu
“Bir Çadırın Gölgesinde Yıllık Yıllık Bir Hikâye…”
Biz,
Yalnızca yemek pişirmeyiz bu ocakta.
Bir milletin hafızasını, bin yıllık sesini, gönülden gönüle akan türkülerini yeniden uyandırıyoruz.
Bu otağın havası Harput'tur.
Duvarı kıl çadır, süsü anı, havası dostluktur.
Burada oturanlar sadece misafir değil,
Buranın hikâyesine ortak olan yol arkadaşlarıdır.
Her kürsübaşında;
Bir annenin telefonu,
Bir dedenin duası,
Bir sazın şarkı sözü,
Bir gülümseme gülümsemesi vardır.
Biz bu sofrada ayrılığı değil, birlikteliği büyütüyoruz.
Unutulan lezzetleri yeniden tabaklara,
Unutulmaya yüz tutmuş sözlerini yeniden değiştiremiyoruz.
Kürsübaşı bir gelenek değil,
Bir ahlâktır bizce.
Dinlemeyi, susmayı, sözün ömrünü uzatmayı öğretir.
Birbirimizi anlamayı, aynı sofrada doymayı,
Ve yürek yaklaştıkça neler doğabileceğini gösterir.
Harput Kürsübaşı Otağı;
Gönüllerin otağıdır.
Burada makamlar değil, hatıralar konuşurlar.
Burada gürültü değil, sazın sesi yükseliyor.
Burada unutulan ne varsa, yeniden hatırlanır.
Bugün bu çadırı birlikte kuruyoruz.
Ama aslında sadece bir çadır değil bu:
Bu, kadim medeniyetimizin yeniden doğuşudur.
Bu otağa gelen herkes,
Bir yudum çayda yalnızca sıvı değil;
Sıla, sadakat ve sevda içerir.
Biz buradayız.
Çünkü Harput buradaysa, biz tamamız.
Çünkü kültür yaşatılırsa şehir yaşar,
Kürsü kuruluşsa söz kalır,
Sözde bizi unutturmayız.
Ve biz, asla unutturmayacağız.
Harput Kürsübaşı Otağı'na hoş geldiniz…
Gönülden gelenin sofrasına buyurun…